Yüzyılın
Petrolü BOR Madeni... Bildiğiniz
üzere kasım ayında yaşadığımız ekonomik krizin hemen ardından,
krizden çıkış yollarından birisi
olarak dünya toplam rezervlerinin %70'ine sahip olduğumuz bor madenlerinin özelleştirilmesi
gündeme getirilmiş ve hükümet içinde başta sayın Şükrü Sina Gürel
olmak üzere bir kaç bakanın direnişi sonucu bor madenlerinin özelleştirilmesiyle
ilgili dosya kısa bir süre için rafa kaldırılmıştır. Bu tartışmanın
hemen ardından nedenleri hala tam olarak bilinmeyen
şubat krizi patlak vermiştir.Ve bugün Türkiye bir kaç milyar dolar
bulabilmek için herşeyi
yapabilecek bir duruma sürüklenmiştir.Çok kısa
bir süre sonra bor madenlerinin özelleştirme yoluyla yabancı
sermayeye satışı yeniden gündeme getirilecektir...Ve
korkarız bu kez ülkenin içine düşürüldüğü ağır ekonomik
buhran nedeniyle hiç kimse bu özelleştirme işlemine karşı
direnmeyecektir. Aşağıda bor mineralinin
stratejik önemi ve değeriyle ilgili "Yeni Avrasya"
dergisinin Mart 2001 tarihli sayısından özetlenerek alınmış bir yazı
bulacaksınız... Yüzlerce
bilimadamının "21.yüzyılın petrolü" diye tanımladığı ve uzay
teknolojisinden,bilişim sektörüne,nükleer teknolojiden savaş sanayiine
kadar pek çok alanın vazgeçilmez hammaddesi durumuna gelen bor madeni ülkemizin
ve çocuklarımızın geleceğidir.Üzerinde oturduğumuz bu zenginliğin
stratejik ve ekonomik öneminin farkına varmamız,bugünümüzü ve yarınımızı
daha iyi değerlendirmemizi sağlayacaktır. 20.yüzyıl boyunca dünyada yaşanan
her türlü siyasi,iktisadi ve askeri gelişmenin baş aktörü durumunda olan
petrol yerini bor madenine bırakmıştır.Petrol üzerinde
oynanan oyunları hatırlamamız,ülkemizin sürüklendiği ekonomik ve
siyasi krizi de kavramamıza yardımcı olacaktır.Ülkemizin ve bor madenlerinin geleceğine sahip çıkmamız kendi geleceğimize
sahip çıkmamız demektir.Ham haldeki değeri
yaklaşık trilyon dolar olan ve işlendiği
zaman değeri 6-7 trilyon dolara ulaşan bor rezervlerimiz bir kaç milyar
dolara elimizden alınacaktır. Kamuoyunda
değeri/ önemi pek bilinmeyen ve maalesef hiç tartışılmayan bu
konuya dikkatinizi çekmek
istedik.Amacımız ülkemizin ve toplumumuzun geleceğinde çok önemli bir rol
oynayacak bu konuda ortak bir yurttaşlık bilincinin oluşmasına katkıda
bulunmaktır. Konuya sizin de ilgi göstereceğinize
inanıyor, saygı ve sevgilerimizi sunuyoruz. BİR
BAŞKA ANADOLU MUCİZESİ
YAŞANIYOR VE BOR MİNERALİ İLETİŞİM
ÇAĞININ GÖZBEBEĞİ
OLUYOR Türkiye
yaklaşık 2.5 milyar tonluk bor
rezerviyle zengin bir ülkedir.Ham haldeyken tonu 400 dolar olan bor mineralinin
değeri,işlenerek süper iletken hale dönüştüğünde kat be
kat artacaktır. "Bilim adamları,tahmin
edilenden çok daha yüksek derecelerde bile,neredeyse hiç dirençle
karşılaşmadan elektrik taşıyabilen metal bir bileşim tesbit etti.Dünya
bilim çevrelerini şaşırtan bu bileşimin,özellikle süper hızlı bilgisayarların üretiminde
kullanılabileceği belirtildi.Çok daha hızlı bilgisayarların yapımında,oksijen
içeren maddelerle çalışmanın zor
olduğu yerlerde,magnezyum-bor bileşiminin kullanılmaya başlanacağı haberi
üzerine ,Nortwestern Üniversitesi'nden Profesör John Rowell;bilim adamlarının
düşük sıcaklıklı maddeler üzerinde daha fazla çalıştığını
hatırlatarak,bunların yerine magnezyum-bor bileşiminin kullanılmasının
daha avantajlı olacağını söyledi.Rowell'a göre magnezyum-bor yüksek ısıdaki
iletkenliği sayesinde bilgisayar bileşenlerinin 4 kat daha hızlı çalışmasını
sağlayabilir..." BOR MİNERALİ STRATEJİK BİR ZENGİNLİKTİR Deterjan
sanayiinden uzay teknolojisine kadar yüzlerce değişik alanda kullanılan bor
minerali,petrol ve doğalgaz kadar büyük bir stratejik öneme sahip.20 yüzyılda
sınırların çizilmesinde temel
unsur olan petrol Orta Doğu için nasıl bir
lütufsa, bor
da Anadolu için bir lütuftur.Bir ton borun 400 dolar değerinde olduğu ve Türkiye'nin
yaklaşık 2.5 milyar ton bora sahip olduğu göz önüne alındığında ,bu
emsalsiz cevherin Türkiye için ne
derece büyük bir zenginlik kaynağı
olduğu daha iyi anlaşılır.Toplam 1 trilyon dolardan fazla olan bu rakam ülkemizin
toplam 106 milyar dolar olan dış borcunun yaklaşık 10 katına denk değerdedir.
Amerikan uzay mekiği Challenger'ın
infilakından geriye sadece Türk borlarından imal edilen kabin kesiminin kaldığı
düşünülecek olursa borun uzay teknolojisi için ne
denli hayati bir madde olduğu da anlaşılabilir.Tüm dünyayı kontrol
etme gayretinde olan ABD'nin dünya bor rezervlerindeki payının sadece %
13 olduğunu da düşünürsek , ABD-Türkiye
ilişkilerinin seyrinde bor mineralinin çok
önemli bir rol oynadığını rahatlıkla görebiliriz. Bor
minerali,sanayide alternatifi olmayan,vazgeçilmez bir zenginlik.Dünyada
bor minerali bakımından en zengin ülke ise Türkiye.Ülkemiz dünya
toplam bor rezervinin % 70'ine sahip.Bor'un bir çeşidi olan tinkal Eskişehir'in
Kırka bölgesinde yoğun olarak
bulunuyor.Kolemanit cevheri de Kütahya-Emet,Balıkesir-Bigadiç ve Bursa-Kestelek
bölgelerinde yer alıyor. Türkiye'nin 1999 yılındaki tabii boratlar toptan
ihracatı 121 milyon dolar olarak gerçekleşti...Türkiye 1999 yılında toplam
30 sanayileşmiş ülkeye bor ve kimyasalları ihraç etti. Bor madenlerinin
ruhsat ve saha işletme hakları 01.10.1978
tarih ve 2172 sayı ve 10.06.1983 tarih ve
2840 sayılı kanunlar gereğince ETİ Holding Anonim
Şirketi'ne ait. "Devletçe İşletilecek
Madenler Hakkında Kanun"la ,2172 sayılı kanunun 2.maddesinde yer alan
"bor tuzları,uranyum ve toryum madenlerinin
aranması ve işletilmesi devlet eliyle yapılır" ibaresi gereği
bor sahaları ve bor türevleri işletmelerinin özelleştirilmesi mümkün değil.
ETİ Holding'in aniden özelleştirme kapsamına alınması,bünyesinde
bulunan yüksek kar marjlı bor işletmeleri nedeniyle,yurt
dışından pek çok değişik çevrenin
ilgisini çekti.Birer dev sanayi ülkesi olan batı dünyasının,sanayilerini
ayakta tutabilmek için muhtaç
oldukları bor madenine Türkiye'deki bor işletmelerinin özelleştirilmesi
yoluyla ulaşabilmeleri ihtimalinin ortaya çıkması
pek çok soruyu da beraberinde getirdi.Bor işletmelerinin,yurtdışından
gelen baskılar sonucu özelleştirme kapsamına alındığı,yapılacak
ihalenin kuralına uygun olmayacağına dair söylentiler de hala
gündemdedir. BOR
TÜRK EKONOMİSİNİN VAZGEÇİLMEZİDİR Özelleştirilmek istenen ETİ Holding 2000 yılında 30 trilyon liralık harcamayla,83.8 trilyon lirası iç satış,147.1 trilyon lirası dış satış olmak üzere toplam 231 trilyon liralık hasılat elde etmiştir.Yılda 700 bin ton ham,350 bin ton rafine bor ürünleri satışı gerçekleştiren ETİ Holding'in küçük bir teknoloji yenileme operasyonuyla mevcut üretimini ve satışını kat be kat artırabileceği söylenmektedir. Bor madenlerinin özelleştirilmesiyle,bu büyük ulusal servet yabancı sermayenin eline geçecektir. Dünyadaki diğer örneklerde olduğu gibi yabancı sermaye bu stratejik maddeyi işlemek için kaynağında tesis kurmak yerine kendi ülkesine götürerek işleyecek ve Türkiye kendi elleriyle kendi servetini gelişmiş sanayii ülkelerine teslim etmiş olacaktır.
|
|
|